Welcome to Our Website

Tiyatrokare usta oyuncularıyla her hafta sonu seyircilerini ağırlayacak

Feyziye Mektepleri Vakfı ile özel işbirliğine adım atan Tiyatrokare’nin oyunları, her hafta sonu sanatseverlerin beğenisine sunulmak için sahnelenecek. Aynı salonda düzenlenen basın toplantısına Tiyatrokare’nin kurucusu ve yönetmeni Nedim Saban, Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Zeynep Sezerman ile 30 oyuncu katıldı. Saban, toplantıda yaptığı konuşmada, 50 yıl önce aynı salonda sahnelenen bir oyunda henüz 7 yaşındayken rol aldığını söyledi.

1992 yılında Amerika’dan döndükten sonra kendi mahallesinde tiyatro olmasını istediğini belirten Saban, “Macide Tanır, Tiyatrokare’nin açılış oyununda oynamayı kabul etti. ‘Sahne yok mu?’ dedi. ‘Sahne yok Macide Hanım.’ deyince, ‘Olsun, sahne olmasa da olur.’ demişti. Biz Pera Palace’ta açılış kokteyli yaptık, 7 hafta sonra oyun vardı ama sahnemiz yoktu. Tiyatrokare’nin biraz kaderi oldu bu. Buna çok da üzülmedik çünkü bütün Anadolu’yu ve dünyayı sahne olarak seçtik. Öyle düşündük.” ifadelerini kullandı.

Tiyarokare’nin başlangıcından bugüne sahnelediği oyunlara değinen Saban, şu anda 12 oyun sahnelediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:

“32 yılda iyi bir arşiv çalışması yapmadık ama yaklaşık 75 oyun oynamışız. İlk günlerde çetele tutuyorduk. Metin Serezli, bize çetele tutmayı öğretmişti. 75 oyunda ilk 5 oyunun çetelesini tutmuşuz. 32 yılda çocuk oyunu, komedi, müzikal, roman uyarlaması, biyografi, çağdaş oyunlar, klasikler, yerli oyunlar… 70 şehre gitmişiz, bir kere değil. En az 7 bin 500 kez perde açmış, en az 3,5 milyon seyirciyle buluşmuşuz.”

Feyziye Mektepleri Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Zeynep Sezerman da gerçekleştirilen işbirliğiyle İstanbul’un ve tiyatronun kazandığını belirterek, Nedim Saban’a plaket takdim etti.

“HER SAHNEYE ÇIKIŞIMDA BUGÜNKÜ GİBİ HEYECANLI OLUYOR, KEYİF ALIYORUM”

Başarılı oyuncu Suna Keskin, toplantının ardından yaptığı açıklamada, tiyatronun kendisi için 60 yıllık bir serüven olduğunu söyledi.

“Her sahneye çıkışımda bugünkü gibi heyecanlı oluyor, keyif alıyorum.” diyen Keskin, şunları dile getirdi:

“Allah bana yaşama sevinci, mutluluk, keyif bahşediyor. O nedenle Nedim’in yaptığı bu çıkartma, gerçekten çok değerli, önemliydi. Nedim’in de 40 yıla yakın emeğinin bir mahsulüdür bu sahnede gördükleriniz. Gerçekten büyük bir başarı. Türk tiyatrosuna hizmet etmiş, çok değerli oyuncuları kendi sahnesinde oynatma imkanı sağladı ve bunu başardı. Her babayiğidin harcı değil bu. Bizler de bugün buradaysak, ben 15-16 senedir Nedim ile çalışıyorsam, elbette bunun bir nedeni var. İlerlemiş şu yaşımda gerçekten bana müthiş bir enerji kaynağı oluyor sahneye çıkmak. Nerede olursa olsun, Nedim, oyuncusuna özen gösteriyor, titizleniyor, hizmet ediyor ve oyuncusunu rahat ettirmeyi düşünüyor. Biz, ayrıca ekip olarak böyleyiz. Birbirimize destek oluyoruz. Hakikaten bir aile olduk.”

Son 7 yıldır Melek Baykal ile Ahududu oyununda aynı sahneyi paylaştıklarını söyleyen 83 yaşındaki sanatçı, “Büyük başarıyla oynuyoruz. Hiçbir zaman boş oynamadık. 7 yıl sürmesinin nedeni de bu başarı zaten.” değerlendirmesinde bulundu.

“TİYATRODAN YAŞAM ENERJİSİ ALIYOR, BESLENİYORUZ”

Usta oyuncu Nevra Serezli de 57 yıldır tiyatro heyecanı duyduğuna dikkati çekerek, “Bu heyecan olmasa bu meslek yapılmaz, yürümez iş. Her seferinde biz aynı heyecanı çekiyoruz. Artık buna alışmışız. Sanki o olmazsa rahat etmeyeceğiz.” diye konuştu.

Aynı sahneyi paylaştıkları genç oyuncuların kendilerinden saygıyla bahsetmesine ilişkin de sanatçı, “Tiyatroya verdiğimiz yıllara saygıdan bu övgüyü yapıyorlar. Bir de beraber çalışırken uyumlu bir şekilde çalıştığımız ve kimseyle bir sorunumuz olmadığı için bizi severek alkışlıyorlar.” dedi.

Serezli, Tiyatrokare’de “Ağaçlar Ayakta Ölür” ve “Veda” adlı eserlerde rol aldığını dile getirerek, “İki oyunu aynı anda oynuyorum. Biri beşinci seneyi bitirdi. Öbürü de inşallah 4-5 sene devam eder. Ömrümüz yettiği sürece…” ifadelerini kullandı.

Sahnede 50 yıl da geçse duygularının değişmediğinin altını çizen 79 yaşındaki usta oyuncu, şöyle devam etti:

“İlk sene, ilk oynadığım oyunda Suna Keskin ile ‘Cengiz Han’ın Bisikleti’nde 1967’de perde açılmıştı. O gün neysem, dün gece en son oyunumu oynadım, aynı heyecanı, üçüncü zilde aynen duyuyorum. Ne yaşlanmış olmanız ne tecrübeniz ne hayatta başarılı olmanız, ödül almanız falan, hiçbir şey fark etmiyor. Orada, perde açıldığı zaman bire bir, belki de sizi ilk defa seyretmeye gelen insanlarla beraber oluyor, karşılaşıyor, orada tanışıyorsunuz. Onlar için ilk olabilir, sizi ilk seyrettikleri oyun da olabilir.”

Sahneden yaşam enerjisi aldığını belirten sanatçı, “Bizim yaşımızdakiler böyle davranmadığı, oyun, matine, suare, turne oynamadığına göre bir şey var bizde. Bu olaydan bir yaşam enerjisi alıyor, besleniyoruz. Vitaminlere gerek yok. Sahnenin üzerindeki o heyecanı duymak, o enerji patlamasını yaşamak, sizi hayat için motive ediyor.” diye konuştu.

“OMURİLİK AMELİYATINDAN 5 GÜN SONRA SAHNEYE ÇIKTIM”

Ahududu oyununun başrol oyuncularından Melek Baykal da Tiyatrokare’de 7. yılının bittiğini belirterek, “Devlet Tiyatrolarından erken emekli oldum ve Tiyatrokare’ye geldim.” dedi.

Çeşitli sağlık sıkıntıları yaşayan Baykal, oyuncuların yaşlanmadığını dile getirerek, “Sanatçılarda yaşlanma diye bir şeyi biz kabul etmiyoruz. Tabii ki ufak tefek hastalıklarımız, sağlık sorunlarımız oluyor ama onları çarçabuk, hemen düzeltip bıraktığımız yerden devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Baykal, geçirdiği ameliyattan 5 gün sonra Ahududu oyununu Kozzy AVM’de sahnelediklerini belirterek, şunları kaydetti:

“O kadar seyirci gelmiş, onları geri çevirebilir misiniz? Mümkün değil, çeviremezsiniz. 5 günlük ameliyat, omurga yani kemik ameliyatı… Sahneye çıktım. Biraz ağrıdığı zaman sandalyeye, masaya tutunarak, biraz oturarak, kalkarak oynadım. Oyunculuk öyle bir şey ki ağrılarınızı o sahneye çıktığınız anda unutuyorsunuz. Ağrımıyor sanki. Öyle bir adrenalin. Garip bir şey. Suna (Keskin) abla da gözünü yırttı, dikiş atıldı, turneye devam etti. O gece oyun oynadı Ankara’da. Böyle bir şey. Nevra da öyle. Siyatik ağrısı tuttu Nevra’nın. Topallaya topallaya oynadı.”

Sahne heyecanına da değinen usta oyuncu, “O sahne heyecanı iyi ki var. Olmazsa olmaz zaten. Bir oyuncunun, mutlaka sahne heyecanını kaybetmemesi lazım. Bizler, bütün oyuncu arkadaşlarım adına bunu söylüyorum, sahneye çıkarken mutlaka o heyecanı, kalbimizin atışını hissederiz. Eğer onu hissetmezsek biz yokuz, oynayamayız. Sahneye çıktığımız anda da seyircimizin soluğunu, nefesini yüzümüzde hissederiz. O bize büyük bir haz, keyif verir. Dizilerde bunu yaşayamıyorsunuz maalesef. O soluğu hissetmediğiniz için o keyfi duyamıyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.

Melek Baykal, Ahududu oyununun devam ettiğini dile getirerek, “Şen Makas oyunu benden dolayı durdu maalesef. O da çok dolu oynayan bir oyundu ama benim rahatsızlıklarım ve iki oyunu götürememem sebebiyle durdu.” dedi.

Tiyatro seyircilerine oyunları izlemeye devam etmeleri çağrısında bulunan Baykal, “İzleyici tiyatrodan hiç vazgeçmesin. Son senelerde her tiyatronun, her oyunun dolu olması bana çok büyük bir keyif veriyor. Böyle gitsin. Tiyatrodan vazgeçmesin seyirci.” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir